Dünya Britanyalı Makamdan Amerika'nın Dünyadaki Konumunu Kaybetmesine Vurgu



ID:51477
Yayınlanma:
14 Oca 20

Donald Trump başkanlığı döneminde Amerika ve Avrupa ilişkileri Washington'un tek taraflı siyasetleri yüzünden olağanüstü bir gerilim düzeyine ulaşmıştır. Şimdi de 31 Ocak'ta Avrupa Birliğinden çıkması doğrultusunda Amerika'ya büyük derecede umut bağlayan Amerika'nın en önemli Avrupalı ortağı Britanya, Washington'a güvensizliğini bildirdi.

Britanya Savunma Bakanı Robert Wallace  Amerika'nın dünyanın liderliğini kaybettiğine işaretle Londra'nın savunma siyasetlerinde değişikliğe gitmesi zaruretine vurgu yaptı. Wallace 12 Ocak Pazar günü yaptığı konuşmada Amerika'nın dünyada öncü konumunu kaybettiğini Britanya hükümetinin bundan sonra Amerika'ya dayanmadan savaşlara girmeye hazır olduğunu söyledi. Onun açısından Trump başkanlığı döneminde Amerika'nın dünya liderliği konumundan gerilemesi, Britanya'nın savunma planlarında değişikliğe yol açacaktır. 

Trump'ın başkanlığı döneminde Amerika'nın dünyadaki konumunun geliştiğine dair iddialarına rağmen gerçekler farklı bir konuyu göstermektedir. Trump'ın küresel kurallar ve yasalara ve de uluslararası anlaşmalar ve ahitlere karşı çıkması yüzünden Washington'un küresel rakipleri, Çin, Rusya, diğer bazı ülkeler ve Washington'un Avrupalı ortakları bile Amerika'nın aşırı isteklerine karşı çıkmışlardır. Savunma ve askeri boyutta da Trump'ın NATO'nun üyelerine git gide artan baskısından dolayı Avrupalı ülkeler ve Amerika arasında ciddi çatlaklar ve anlaşmazlıklar oluşmuştur. 

Bir diğer taraftan da Trump her daim Amerika'nın Batı Asya dahil diğer bölgelerde de askeri taahhütlerinin azalmasına vurgu yapmaktadır. Trump hükümetinin gerçekten bir alanda bir adım atıp atmadığı tartışmasını bir kenara bırakırsak bu meselenin sırf iddia halinde bile ortaya atılması Londra gibi Washington'un Avrupalı ortaklarını kaygılandırmıştır. 

Bu hususta Britanya Savunma bakanı şöyle demiştir: "Amerika geçen yıl Suriye'den çekildi. Irak hususunda da NATO'nun görevlerini yerine getirmesini ve Batı Asya'daki etkinliğini arttırması gerektiğini söylüyor. "

Washington'un bu tutumu, Britanya'nın Trump'a güvenip güvenmeyeceği konusundaki tereddütlerini arttırmıştır. Bu çerçevede Britanyalı devlet adamları bu husustaki sözlerin tekrar gözden geçirilmesini istiyorlar. 

Wallace'ın söylediğine göre 2010 yılında Britanya hükümeti her daim Amerika koalisyonunun bir parçası olacağını düşünmüş ancak Londra artık böyle düşünemez. Britanya savunma bakanı ayrıca bu ülkenin ordusunun Amerika'nın hava desteği ve savaş stratejilerine de büyük oranda bağlı olduğunu kendini yeniden güçlendirmek için fırsata ihtiyacı olduğunu söyledi. 

Böylece Londra bile BREXİT'in ardından Amerika ile ekonomi ve ticari ilişkilerini geliştirmesinin yanı sıra Washington'un askeri koruyuculuğundan yararlanabilmesini de istiyordu. Ancak görünen o ki, Trump'ın yaklaşımından dolayı Britanya bile bu yönde ümitsizliğe kapılmış ve kendi askeri altyapı ve yapılanmalarının güçlendirilmesine yönelmiştir. 

Trump başkanlığı döneminde Amerika ve Avrupa arasındaki ana ihtilaflardan biri de iki tarafın Avrupa'nın savunma yapılanması ve siyasetleri ile ilgili çelişkili tutumları ve NATO'nun önemi üzerindeki görüş farklılıkları idi. 

Avrupa ve Amerika arasındaki çatlakların git gide büyümesi ve Washington'un kendi isteklerini Avrupalılara dayatma teşebbüsleri de Avrupalıları yeni bir strateji izlemeye götürmüştür. Bu çerçevede Avrupalılar da farklı alanlarda özellikle de askeri ve savunma alanlarında bağımsız siyasetlere izlemeleri gerektiğini, bağımsız savunma ve güvenlik mekanizmaları yaratmaları zaruretini anlamışlardır. 

Tüm bunlara rağmen Trump hükümeti hala mevcut durumdan memnun değildir. Bu doğrultuda Amerika Avrupa Birliğini tehdit etmektedir. Bu çerçevede Washington, Avrupa Birliğinin savunma ve silah alanında bağımsız siyasetler izlemesi halinde ticari ve siyasi misillemeler ile tehdit etmektedir. Buna karşın Avrupa da benzer tehditlerde bulunmuştur. 

Bu çerçevede daha önce Washington'un Paris İklim Anlaşmasından çıkmasını doğal olarak niteleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 10 Ocak tarihinde şöyle bir açıklamada bulundu: "Bu anlaşmaya uymayan ülkeler ile hiçbir başka anlaşma imzalamayacağız. "

Böylece Fransa da en önemli ikinci Avrupa ülkesi olarak Trump'ın tutumlarına karşı çıkmıştır. 

Görünen o ki Trump'ın yaklaşımları Amerika'yı Avrupalı ortakları karşısında bile günden güne daha fazla tecride sürüklemiştir.